29 Şubat 2016 Pazartesi

29 ŞUBAT

                                                                 ARTIK YIL


29 Şubat, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 60. günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 305 gün vardır. 4 yılda bir Şubat ayı 29 günden oluşur. Diğer yıllarda ise 28 gündür. 29 Şubat'ın olduğu yıllara ise ARTIK YIL  denir. Böyle yıllarda, gün sayısı 366'dır.




12.SINIF YGS SİMÜLASYONU

Adana Gündoğdu Lisesi 12.sınıf öğrencilerinin 13 Mart 2016 Pazar günü saat:10:00'da yapılacak YGS’ye (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) hazırlık amacıyla 28 Şubat 2016 Pazar günü YGS simülasyon çalışması yapılmıştır.YGS denemesinde sınav kuralları geçerli olmuştur.






24 Şubat 2016 Çarşamba

J.PAUL SARTRE

BİR  SENARYO ,BİR ROMAN
 
Madde 140 : “ Şayet birbiri için yaratılmış olan bir çift idareye ait bir hata yüzünden , sağlıklarında karşılaşamamışlarsa,haksız yere mahrum edildikleri aşkı gerçekleştirmek ve müşterek hayatlarını yaşamak üzere,yeryüzüne dönmek isteğinde bulunabilirler ve bazı koşullar altında buna izin alabilirler.””

        Sizlere uzun  bir aradan sonra yeniden elime aldığım  J.Paul Sartre’nin “İş İşten Geçti” adlı romanını tanıtmaya çalışacağım.

   Fransız Edebiyatında da önemli bir yere sahip olan ünlü düşünürün bu yapıtı, birçok açıdan farkı olduğunu okuyucuya hissettiriyor. her şeyden önce,romanımız düşünürün “Varoluşçu” kimliğini taşıyor. ( Sartre’ın varoluşçuluk anlayışına göre; İnsan önce var olur ,sonra özünü kurar; kendini nasıl yaparsa öyledir.) Bu senaryo sade anlatımıyla keyifle okunuyor.Bu sade anlatım ve varoluşu çizgi okuyucuya ; “Kendini ve hayatını sorgula!” mesajı vererek çok geç olmadan sevgiyi,hayatı paylaşmayı ve doğru seçimi unutmamamızı öğütlüyor.

    Romanda ölüm sonrası tanışan ve birbirlerine aşık olan iki ayrı sınıftan bir çifte ,24 saat süreyle tam uyum içerisinde,sevgilerini her şeyden üstün tutarak birlikte olmaları koşuluyla,dünyaya dönme izni verilir. Başaramazlarsa ölüler dünyasına geri döneceklerdir…

     Senaryo tadındaki bu romanı zevkle okuyacağınızı umuyorum…
 

                                                                                              MELTEM ONATÇA GÜNERİ

23 Şubat 2016 Salı

CERN'deki Çalışmalar






Çukurova Üniversitesinden Tarih öğretmenimiz Celali Boylu'nun da öğrencisi olan Prof. Dr. Aysel TOPAKSU 11.sınıf Sayısal öğrencilerine CERN'deki çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Biyoloji Olimpiyat Hazırlığı


11 A Sınıfından Deren Esencan Biyoloji Olimipyat Hazırlığı yapıyor...
Botanik Hocası Yrd. Doc. Dr. Cahit Doğan'a yardımlarından dolayı teşekkürler...

11A SlNIFINDA YENI TAHTADA MATEMATIK DERSI



Kalem kullanmadan da tahta kullanmak bir harika...

HAFTANIN MATEMATİK ŞARKISI



ADIM ADIM YGS YE DOĞRU

AGK da YGS öncesi kamp dönemi başladı.Öğrencilerimizin soru çözümü tüm hızıyla devam ediyor.

HAFTANIN SORUSU


22 Şubat 2016 Pazartesi

İŞLETME,İKTİSAT VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER MESLEKİ TANITIM

 12.Sınıf Öğrencilerimizin Kariyer Planlamasına Destek Olmak Amacıyla Kalite Koordinasyon Bölümü Tarafından Organize Edilen Meslek Tanıtım Semineri

Yakın Doğu Üniversitesinden İktisadi ve İdari Bilimler Fak. Öğretim Gör. Dr. Hüseyin BAYKAN




20 Şubat 2016 Cumartesi

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN


****İstanbul'da ilk elektrikli tramvay sefere başladı.(20/02/1914)


***Dünyanın 4. büyük köprüsü Boğaz Köprüsü'nün temeli atıldı.(20/02/1970)

17 Şubat 2016 Çarşamba

FİZİK VE TEKNOLOJİ


SIVI BULAŞIK DETERJANI POTASYUM İYODUR, HİDROJEN PEROKSİT VE BİRAZ GIDA BOYASI BAKIN NELER OLUYOR


İZMİR İKTİSAT KONGRESİ

TARİHTE BUGÜN;

17 ŞUBAT 1923 İZMİR İKTİSAT KONGRESİ

Lozan Barış Konferansına ara verildiği günlerde, yeni Türk Devletinin milli ekonomi politikasını belirlemek için İzmir'de bir ekonomi kongresi toplanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk bu kongrenin açılış konuşmasında: "Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferler ile taçlandırılmazlarsa kalıcı ve sürekli olamazlar ve meydana gelen zaferler varlıklarını sürdüremez, az zamanda söner." diyerek ekonomik bağımsızlığın millet hayatı için önemini vurgulamıştır.

Bu kongreye işçi, çiftçi, sanayici ve tüccar kesiminden 1135 delege katılmıştır. Kongre sonucunda
12 maddeden oluşan MİSAK-I İKTİSADİ (Milli Ekonomi Andı) kabul edilmiştir.

Bu kararlar doğrultusunda yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyetinin milli ekonomi politikaları belirlenmiştir.




15 Şubat 2016 Pazartesi

                                                      CEMRE
Cemre, İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla; önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. Arapça olan sözcük kor durumunda ateş anlamına gelir. Mina Vadisi'nde Arafat'tan gelen hacıların attıkları taşlarla oluşan yığınlara da "cemre" adı verilir.
Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde İmre (İmere veya Emire) adı verilen cinin neden olduğuna inanılır. İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer.[1] Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. İlk cemre 20 Şubatta havaya ve yedişer gün arayla da suya ve toprağa düşer. Zemre ise Kumuk Türkçesinde nem, buhar gibi anlamlara gelir. Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır. Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir.
Azerbaycan Türklerinin yaratılışla ilgili eski inançlarından kaynaklanan ve Nevruz Bayramından önce, yılın son Çarşamba gününde yapılan "boz ayın dört çarşambası", uygulamasını ifade eden "Cemle" sözcüğü de "Cemre" ile aynı kelimedir. Buradaki "Cemle" de köken olarak "İmir, İmere, Emire" sözcükleriyle bağlantılıdır. Celal Beydili'ne göre; bazı sözlüklerde gösterildiği gibi, Arap dilinden geldiğini söylemek doğru değildir.[                                                  

Haftanın Sorusu

                         

NEDİR BU FELSEFE

Küçük kız yatağına uzandı ve yıldız dolu gökyüzüne baktı. O koca gökyüzünde kendini küçücük bir nokta olarak düşündü. Aklında o kadar çok soru vardı ki… Yanıtlamaya hangi birinden başlayacaktı?

“Kimdi ?”, “ Nasıl var olmuştu ?” , “Bu dünya nasıl oluyordu da var oluyordu?” “ Şu gökyüzündeki parlak yıldızları kim koymuştu oraya ?”, “Bahçede sürekli ötüp duran şu cırcır böceği nasıl var olmuştu ?” Aslında soruları bunlarla da sınırlı değildi ki; mesela “Neden herkesi sevemiyordu? Bazı insanlar kendisini rahatsız hissetmesine sebep oluyordu ama bazıları da vardı ki onların yanındayken sanki zaman su gibi akıp geçiyordu ” Bu soru aklına yeni bir soru getirmişti: “ Zaman kavramı nasıl oluşmuştu?”, “Acaba oralarda bir yerde kendisi gibi sorular soran küçük bir kız daha var mıydı?” “Neden birileri gelip kendisi için bu soruları yanıtlamıyordu ki? Oysa ne de güzel olurdu sorularına yanıt verseler”

İşte size felsefe denizinin içinde yüzmeye çalışan küçük bir kız! Felsefe merak etmektir ve küçük çocuklar doğal olarak çok meraklıdırlar, felsefe ile uğraşanlar da öyle. Kimselerin aklına gelmeyen soruları küçük çocuklar bir çırpıda sıralarlar, felsefeyle uğraşanlar da… Üstelik bu sorular oldukça sıra dışıdırlar. Çocukları gözlemlediyseniz bilirsiniz, çocuklar hiç durmaksızın soru sorarlar ve sordukları sorular da bizim yanıtlamakta güçlük çekeceğimiz ya da yanıtlayamayacağımız sorulardır. Evet, o kadar zor sorulardır! Felsefe işte bu zor soruları sorma ve onlara yanıt arama çabasıdır. Çabasıdır diyorum çünkü bu sorulara verilebilecek yanıtlar sürekli yeni soruların doğmasına neden olurlar. Felsefe sürekli arayış içindedir, erdemli yaşamın, mutluluğun, hakikatin arayışıdır bu arayış. Felsefe, inandıklarımıza neden inandığımızı anlama çabasıdır. Çocuklarda da öyle değil midir? Sürekli “ Neden?” , “ Niçin ama ?” diye sormaz mı çocuklarımız? Felsefe eleştiridir, inandıklarımızın eleştirisidir.

İnsan doğal olarak meraklı bir canlıdır. Küçük çocuklar bunun bir kanıtıdır. İnsan için merak konusu olan o kadar çok şey vardır ki! Platon’un dediği gibi, felsefenin kaynağı hayrettir. Aristoteles de hocası Platon gibi düşünür: “Varlık karşısında şaşıp kalma insanı felsefeye yöneltmiştir” der. Gerçekten varlığın ve yaşamın görkemi ve gizemi karşısında düşünen insanın kendisinden geçmemesi mümkün değildir. Epiktetos’un deyişiyle:“ Felsefenin kaynağı, insanın kendi yetersizliğinin ve acizliğinin farkında olmasıdır.”

İnsan hem yeryüzündekileri hem de gökyüzündekileri merak eder. Ama insanın en büyük merak konusu yine kendisidir. Bilinen dünyanın en gizemli, en karmaşık varlığıdır insan. Bundan dolayı insan için en zor soru da “ kendini bilmektir”. O halde felsefe insanın kendini bilme çabasıdır.





14 Şubat 2016 Pazar

CENNET VATANIMIZDAN BİR KESİT. TOPALAK KÖYÜ/ADANA

Fotoğraf:Celali BOYLU

SEVGİLİLER GÜNÜ

-BUGÜN SEVGİLİLERİN GÜNÜ-

Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır.Her yıl sevgililerin birbirine hediye aldığı bu gün, özel bir gün sayılmaktadır...


13 Şubat 2016 Cumartesi

12.Sınıf Öğrencilerimize Sınav Provası


12.Sınıf öğrencilerimize YGS öncesi sınav tecrübelerini artırmak için deneme maratonuna girdiler.Sınav saatine uyum sağlamalarına yardımcı olmak için de cumartesi günleri saat:10:00'da Deneme sınavları yapılmaktadır.

11 Şubat 2016 Perşembe

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN NELER OLMUŞ ?


Değerli Okurlarımız,
   Blog'umuzda sizlere hem eğlenceli hem de öğretici bilgiler vermeye''TARİHTE BUGÜN'' başlıklı yazılarımızla, verdiğimiz aradan sonra devam ediyoruz. :)


***Kış Olimpiyatları,ilk kez  St. Moritz'de (İsviçre) başladı. (11/02/1928)

***Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı'nda Büyük Britanya adası tarihinin en soğuk gününü yaşadı: -27.2°C. Bu rekor daha sonra 10 Ocak 1982'de tekrarlandı. 
(11/02/1895)








10 Şubat 2016 Çarşamba

11-D DENEMELER(MONTAİGNE)



KONU: Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir, başka bir gündüz başka bir gece yok ki. Güneş her gün battıktan sonra yeniden doğmaktan başka marifet göstermez. Öyleyse bu dünyadan karnı doymuş bir çağrılı gibi gitmeyi bilin.


                  
                                                          İLK VE SON

            İnsan her şeyi kendi yapar. Hayata her şey güzel, ben mutluyum derse hayatı güzel ,her gününü söylenerek geçirip hayatım iğrenç derse hayatı zaten iğrenç olur. Kişi, başına gelecek olayları kendi belirler. Evrene nasıl enerji veriyorsa, evrende ona öyle döner.

         Hayat söylenmek, üzülmek ,kavga etmek için çok kısa. Şahsen ben tüm hayatımı kötü bir şekilde yaşamaktansa sadece bir gün yaşayıp o günü dolu dolu yaşamayı tercih ederim. İnsan günlerini dolu dolu yaşamalı, ölmeden önce her istediğini yapmalı, mutlu olmalı, en ufak bir şey yediğinde ben bunu yiyebiliyorum, bunu yeme şansım oldu deyip şükretmeli. Güneşin doğuşunu gördüğünde bunu görebilecek bir gözleri olduğuna şükretmeli. Belki bir sabah uyanamayacak ve ne güneşin  doğuşunu görebilecek ne de  batışını veya kalktığında yürüyemeyecek o yüzden her günü güzel geçirmeye insan dikkat etmeli. Sevdiklerinizle güzel vakitler geçirmeli.


    Düşünürsek insanoğlunun ömrü uzun ya şu kelebeklere ne demeli onlar için bir gün  o kadar değerli ki .O bir gün onun için her şeyin başlangıcı ve sonu. Keşke onlarda bizim gibi şanslı olabilse. Ama insanlar bunun kıymetini bilmiyor işlerini erteliyor, sevdiklerine vakit ayırmıyorlar. İşte böyle insan her şeyin kıymetini bilmeli, her gününü son günüymüş gibi yaşamalı. Hayata daha mutlu ve pozitif bakmalı.

                                                                                                                          IŞIL KANAR 11D 294





Konu: Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz başka bir gece yok ki. Güneş her gün battıktan sonra yeniden doğmaktan başka marifet gösteremez. Öyleyse bu dünyadan karnı doymuş bir çağrılı gibi gitmeyi bilin.

                                                     Yaşamın Değeri

     İnsanlar dünyaya eşit olarak gelir. Dünya tek bir tanedir. İnsanların yaşayabileceği tek alan dünyadır. İnsanlar yaşamını sürdürmek üzere buraya gönderilir. İnsanlar burada doğar ve ölümüne kadar geçen süreyi burada geçirir. Güneş doğar etrafı aydınlatır ve yeni bir günü doğurur. Güneş tekrar terk edene kadar geçen sürede insanlar ayakta ve bir işlerle uğraşmaktadır. Güneşin terk etmesi ardından etraf sessizliğe bürünür. Güneş bu sırada dünyanın başka bir tarafına yeni günü doğurur. Günler birbirini takip eder. İnsanlar vücudunun ihtiyaç duyduğu enerjiyi dinlenerek uykuyla alır. Ardından gelecek olan yine aynı güneştir.
      Evrenin unsurları her zaman aynıdır. Zamanla değişen yalnızca insanlardır. İnsanların dünyadaki vakitleri sınırlıdır. Vaktini dolduran birey dünyadan gider. Bir iz bırakarak veya bırakmayarak… Daha sonra dünyaya yeni bireyler gelir. Onlar da aynı şartlara sahiptir. Aynı dünyaya aynı günlere aynı evrene sahiptir. İnsanın yaşamını farklı kılan kendi yönlendirmeleridir. Kendi seçimleri doğrultusunda hayatına yön verir. Bazıları kendine güzel yaşam standartları oluştururken bazıları kendine ve sorumlu olduğu kişilere bu yaşamı sunamaz. Aynı dünyada aynı havayı solurken bazıları oldukça şanslı koşullardadır. Oluşturulan bu şartlar bazen tırmalayarak gelinmiş bazen de içine düşülmüş bir olanaktır. Hayatta her şeye doğan tepki, her şeyin bir nedeni, her şeyin bir karşılığı vardır. Ama insanın varacağı sonuç her zaman aynıdır. Her birey ölüp doğumundaki gibi eşit şartlara döner.
    Geldiğimiz bu hayatta her şeyin değerini bilmeli ve kendimize uygun şartları oluşturup güzel yaşam sürdürmeye bakmalıyız. Herkesin sahip olduğu dünya aynıdır. Kimse ekstra bir şeye sahip değildir. Dünya yalnızca kadar vaktimizde geçirdiğimiz vakit için yaşam alanıdır.



                                                                                                               Aslı Deniz Özbay 11d 97

6 Şubat 2016 Cumartesi

9-10 ve 11.Sınıflara YGS Deneyimi


Kalite Kordinasyon Birimi

 12.sınıf ögrencilerimize yönelik  yıl içinde yapılan YGS denemeleri, üniversite sınavı hazırlık sürecine önemli katkılar sağlamaktadır.Pazartesi günleri Saat:16:00-18:40 arasında yapılan bu sınavlara 9-10 ve 11.sınıf ögrencileride belirlenen tarihlerde katılarak YGS deneyimini yaşamaktadır.



MÜHENDİSLİK VE HUKUK MESLEKİ TANITIM


      12.Sınıf Öğrencilerimizin Kariyer Planlamasına Destek Olmak Amacıyla Kalite Koordinasyon Bölümü Tarafından Organize Edilen Meslek Tanıtım Semineri

Yeditepe Üniversitesi
 Rektörü Prof. Dr. Nurcan Baç ile birlikte mühendislik ve hukuk bölümünden akademisyenler 



HUKUK FAKÜLTESİ ÇİFT DİPLOMA PROGRAMI (ALMANYA)



12.Sınıf Öğrencilerimizin Kariyer Planlamasına Destek Olmak Amacıyla Kalite Koordinasyon Bölümü Tarafından Organize Edilen Meslek Tanıtım Semineri

Kemerburgaz Üniversitesi


ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE ULUSLARARASI ÇALIŞMALAR MESLEKİ TANITIM

12.Sınıf Öğrencilerimizin Kariyer Planlamasına Destek Olmak Amacıyla Kalite Koordinasyon Bölümü Tarafından Organize Edilen Meslek Tanıtım Semineri

Sabancı Üniversitesi 
Endüstri Mühendisi Doç. Dr. Murat Kaya 
Uluslararası Çalışmalar Bölümünden Doç. Dr. Emre Hatipoğlu 






TIP VE HUKUK MESLEK TANITIMI



12.Sınıf Öğrencilerimizin Kariyer Planlamasına Destek Olmak Amacıyla Kalite Koordinasyon Bölümü Tarafından Organize Edilen Meslek Tanıtım Semineri

Zirve Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesör Doktor Ayhan Bilir


Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doçent Doktor Fevzi Topsoy