PANEL
Gençlik her
zaman önem gerektiren bir kavramdır. Öyle ki yarının büyükleri bu günden
üzerine titrenmeli ve gençlik özenle yetiştirilmelidir. Çünkü gençlik bir
ağacın yeni filizlenen yaprakları gibi bir milletin geleceği ve güvencesidir.
İşte 19 Mayıs gibi gençliğe atfedilen bir
günde, bu kutlu günü bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe
bakışını anlatmaya çalışacağım.
Şüphesiz ki Atatürk ileri görüşlü
oluşuyla ve idealist dünya görüşüyle ‘’ gençliğin’’ ‘’ gelecek ‘’ demek olduğunu kavramış bir
liderdi ama onun gençliğe verdiği değer bununla bitmiyordu. Cumhuriyetin yeni
ilan edilmiş olması ,halkın milli duygularının ve görüşlerinin parlak bir
gelecek vaat etmemesi ve ekonomik, sosyal , siyasi kulvarlarda geri kalınmış
olunması da Atatürk’ün gençliğe değer vermesinin diğer nedenleridir. Çünkü
Atatürk aklında çağdaş , medeni , kalkınmış, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye ideali çizmiştir. Bu ideali
içinde en çok gençliğe güvenmiştir. Yapılan yenilikleri ve cumhuriyeti anlama ,
yaşatma ve yükseltme görevini gençliğe bırakmıştır ve bunu şu şekilde ifade
etmiştir. ‘’Ey yükselen yeni nesil ,
cumhuriyeti biz kurduk ; onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizsiniz’’ aynı
durumu Gençliğe Hitabe’nin ilk cümlelerinde
‘’ Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen Türk istiklalini , Türk
cumhuriyetini , ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir ‘’. Şeklinde ifade
etmiştir. Peki Atatürk ‘’yenilikleri ve cumhuriyeti ‘’ toplumun tüm kesimlerinden ayrı ve özel
olarak neden gençliğe emanet etmiştir ? Çünkü Atatürk’e göre ; asırlık
alışkanlıkların ve çeşitli hataların düzeltilmesi için atılan adımlar , yapılan yenilikler , yine bu hareketler gibi
yeni olan gençlik tarafından daha iyi kavranabilinirdi. Bununla birlikte ülkeyi
ileri taşıyacak güç ve dinamizmde gençlikte mevcuttu. Atatürk bu konuyu şöyle
açıklamaktadır. ‘’ Bende bu inancı yaşatan kuvvet sadece azim ve
memlekete duyduğum sevgi değildir , bugünün karanlıkları , ahlaksızlıkları ,
şarlatanları içinde sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya
çalışan bir gençlik gördüğümdür. İşte Atatürk gördüğü bu ışığın değerini bilmiş
ve gençliğin üzerine titremiştir. Bizzat kendi gençlikle iç içe olmuştur. Yurt
genelindeki gezilerinde sık sık liseleri ziyaret etmiş ve gençlerle diyalog
halinde olmuştur. Ağacın yaşken eğilmesi gerektiğini bildiğinden , topluma ,
vatansever , milliyetçi , özünü bilen , değerlerini ve kültürünü muhafaza eden
, tarihiyle daima gurur duyan , ülkesi için çalışmayı görev bilen , bireyler
kazandırmak için gençlerin üzerine titremiştir. Gençliği bu günün teminatı
yarının garantisi olarak görmüştür. Cumhuriyetimizi koruma , kalkındırma ve
yükseltme görevini verdiği gençliğe sarsılmaz bir güven duymuştur ve bunu şu
şekilde ifade etmiştir. ‘’ Milletin bağrında temiz bir kuşak yetişiyor. Bu
eseri onlara bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak . Gençlikle iftihar
ediyorum ve gençliğe güveniyorum .‘’
İşte Atatürk’ün gençliğe bakışı buydu. O
bütün ömrünü devletine , vatanına ,
milletine , cumhuriyete adamıştı. Çok zorluklar aşmış , çok fedakarlık
yapmıştır. Her zaman milleti için cesurca mücadele vermiştir. Bu mücadelesinde
hep Türk gençliğinden güç almıştır. Bunu
‘’ Gençler cesaretimizi pekiştiren ve devam ettiren sizsiniz ‘’ diyerek
ifade etmiştir. Gençlikte gördüğü vatan – millet sevdasına güvenmiş ve
gelecekte de onların mücadeleye devam etmesini istemiştir.
Özetle Atatürk için gençlik bitmez , sonu gelmez bir yol olan ,
çağdaşlaşma , yükselme , kalkınma , bağımsızlık , vatanseverlik , ve
milliyetçilik mücadelesinin , ömrüne
sığdırabildiği döneminde dayanağı ve destekçisi , kendisinden sonrası içinse
emanetçisidir
Gökhan Durukan 17 11/A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder