24 Mayıs 2015 Pazar

19 Mayıs Paneli

    PANEL

Gençlik her zaman önem gerektiren bir kavramdır. Öyle ki yarının büyükleri bu günden üzerine titrenmeli ve gençlik özenle yetiştirilmelidir. Çünkü gençlik bir ağacın yeni filizlenen yaprakları gibi bir milletin geleceği ve güvencesidir.
      İşte 19 Mayıs gibi gençliğe atfedilen bir günde, bu kutlu günü bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe bakışını anlatmaya çalışacağım.
      Şüphesiz ki Atatürk ileri görüşlü oluşuyla ve idealist dünya görüşüyle ‘’ gençliğin’’  ‘’ gelecek ‘’ demek olduğunu kavramış bir liderdi ama onun gençliğe verdiği değer bununla bitmiyordu. Cumhuriyetin yeni ilan edilmiş olması ,halkın milli duygularının ve görüşlerinin parlak bir gelecek vaat etmemesi ve ekonomik, sosyal , siyasi kulvarlarda geri kalınmış olunması da Atatürk’ün gençliğe değer vermesinin diğer nedenleridir. Çünkü Atatürk aklında çağdaş , medeni , kalkınmış, geleceğe güvenle bakan  bir Türkiye ideali çizmiştir. Bu ideali içinde en çok gençliğe güvenmiştir. Yapılan yenilikleri ve cumhuriyeti anlama , yaşatma ve yükseltme görevini gençliğe bırakmıştır ve bunu şu şekilde ifade etmiştir.  ‘’Ey yükselen yeni nesil , cumhuriyeti biz kurduk ; onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizsiniz’’ aynı durumu Gençliğe Hitabe’nin ilk cümlelerinde  ‘’ Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen Türk istiklalini , Türk cumhuriyetini , ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir ‘’. Şeklinde ifade etmiştir. Peki Atatürk ‘’yenilikleri ve cumhuriyeti ‘’  toplumun tüm kesimlerinden ayrı ve özel olarak neden gençliğe emanet etmiştir ? Çünkü Atatürk’e göre ; asırlık alışkanlıkların ve çeşitli hataların düzeltilmesi için atılan adımlar ,  yapılan yenilikler , yine bu hareketler gibi yeni olan gençlik tarafından daha iyi kavranabilinirdi. Bununla birlikte ülkeyi ileri taşıyacak güç ve dinamizmde gençlikte mevcuttu. Atatürk bu konuyu şöyle açıklamaktadır.  ‘’  Bende bu inancı yaşatan kuvvet sadece azim ve memlekete duyduğum sevgi değildir , bugünün karanlıkları , ahlaksızlıkları , şarlatanları içinde sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür. İşte Atatürk gördüğü bu ışığın değerini bilmiş ve gençliğin üzerine titremiştir. Bizzat kendi gençlikle iç içe olmuştur. Yurt genelindeki gezilerinde sık sık liseleri ziyaret etmiş ve gençlerle diyalog halinde olmuştur. Ağacın yaşken eğilmesi gerektiğini bildiğinden , topluma , vatansever , milliyetçi , özünü bilen , değerlerini ve kültürünü muhafaza eden , tarihiyle daima gurur duyan , ülkesi için çalışmayı görev bilen , bireyler kazandırmak için gençlerin üzerine titremiştir. Gençliği bu günün teminatı yarının garantisi olarak görmüştür. Cumhuriyetimizi koruma , kalkındırma ve yükseltme görevini verdiği gençliğe sarsılmaz bir güven duymuştur ve bunu şu şekilde ifade etmiştir. ‘’ Milletin bağrında temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri onlara bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak . Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum .‘’
     İşte Atatürk’ün gençliğe bakışı buydu. O bütün ömrünü devletine , vatanına  , milletine , cumhuriyete adamıştı. Çok zorluklar aşmış , çok fedakarlık yapmıştır. Her zaman milleti için cesurca mücadele vermiştir. Bu mücadelesinde hep Türk gençliğinden güç almıştır. Bunu       ‘’ Gençler cesaretimizi pekiştiren ve devam ettiren sizsiniz ‘’ diyerek ifade etmiştir. Gençlikte gördüğü vatan – millet sevdasına güvenmiş ve gelecekte de onların mücadeleye devam etmesini istemiştir.
    Özetle Atatürk için gençlik  bitmez , sonu gelmez bir yol olan , çağdaşlaşma , yükselme , kalkınma , bağımsızlık , vatanseverlik , ve milliyetçilik  mücadelesinin , ömrüne sığdırabildiği döneminde dayanağı ve destekçisi , kendisinden sonrası içinse emanetçisidir



                                            Gökhan Durukan   17   11/A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder