29 Şubat 2016 Pazartesi
29 ŞUBAT
29 Şubat, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 60. günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 305 gün vardır. 4 yılda bir Şubat ayı 29 günden oluşur. Diğer yıllarda ise 28 gündür. 29 Şubat'ın olduğu yıllara ise ARTIK YIL denir. Böyle yıllarda, gün sayısı 366'dır.
12.SINIF YGS SİMÜLASYONU
24 Şubat 2016 Çarşamba
J.PAUL SARTRE
23 Şubat 2016 Salı
CERN'deki Çalışmalar
Biyoloji Olimpiyat Hazırlığı
11 A Sınıfından Deren Esencan Biyoloji Olimipyat Hazırlığı yapıyor...
Botanik Hocası Yrd. Doc. Dr. Cahit Doğan'a yardımlarından dolayı teşekkürler...
22 Şubat 2016 Pazartesi
İŞLETME,İKTİSAT VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER MESLEKİ TANITIM
20 Şubat 2016 Cumartesi
TARİHTE BUGÜN
****İstanbul'da ilk elektrikli tramvay sefere başladı.(20/02/1914) | ||||
***Dünyanın 4. büyük köprüsü Boğaz Köprüsü'nün temeli atıldı.(20/02/1970) |
18 Şubat 2016 Perşembe
17 Şubat 2016 Çarşamba
İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
TARİHTE BUGÜN;
17 ŞUBAT 1923 İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
Lozan Barış Konferansına ara verildiği günlerde, yeni Türk Devletinin milli ekonomi politikasını belirlemek için İzmir'de bir ekonomi kongresi toplanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk bu kongrenin açılış konuşmasında: "Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferler ile taçlandırılmazlarsa kalıcı ve sürekli olamazlar ve meydana gelen zaferler varlıklarını sürdüremez, az zamanda söner." diyerek ekonomik bağımsızlığın millet hayatı için önemini vurgulamıştır.
Bu kongreye işçi, çiftçi, sanayici ve tüccar kesiminden 1135 delege katılmıştır. Kongre sonucunda
12 maddeden oluşan MİSAK-I İKTİSADİ (Milli Ekonomi Andı) kabul edilmiştir.
Bu kararlar doğrultusunda yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyetinin milli ekonomi politikaları belirlenmiştir.
15 Şubat 2016 Pazartesi
Cemre, İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla; önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. Arapça olan sözcük kor durumunda ateş anlamına gelir. Mina Vadisi'nde Arafat'tan gelen hacıların attıkları taşlarla oluşan yığınlara da "cemre" adı verilir.
Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde İmre (İmere veya Emire) adı verilen cinin neden olduğuna inanılır. İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer.[1] Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. İlk cemre 20 Şubatta havaya ve yedişer gün arayla da suya ve toprağa düşer. Zemre ise Kumuk Türkçesinde nem, buhar gibi anlamlara gelir. Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır. Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir.
Azerbaycan Türklerinin yaratılışla ilgili eski inançlarından kaynaklanan ve Nevruz Bayramından önce, yılın son Çarşamba gününde yapılan "boz ayın dört çarşambası", uygulamasını ifade eden "Cemle" sözcüğü de "Cemre" ile aynı kelimedir. Buradaki "Cemle" de köken olarak "İmir, İmere, Emire" sözcükleriyle bağlantılıdır. Celal Beydili'ne göre; bazı sözlüklerde gösterildiği gibi, Arap dilinden geldiğini söylemek doğru değildir.[
NEDİR BU FELSEFE
“Kimdi ?”, “ Nasıl var olmuştu ?” , “Bu dünya nasıl oluyordu da var oluyordu?” “ Şu gökyüzündeki parlak yıldızları kim koymuştu oraya ?”, “Bahçede sürekli ötüp duran şu cırcır böceği nasıl var olmuştu ?” Aslında soruları bunlarla da sınırlı değildi ki; mesela “Neden herkesi sevemiyordu? Bazı insanlar kendisini rahatsız hissetmesine sebep oluyordu ama bazıları da vardı ki onların yanındayken sanki zaman su gibi akıp geçiyordu ” Bu soru aklına yeni bir soru getirmişti: “ Zaman kavramı nasıl oluşmuştu?”, “Acaba oralarda bir yerde kendisi gibi sorular soran küçük bir kız daha var mıydı?” “Neden birileri gelip kendisi için bu soruları yanıtlamıyordu ki? Oysa ne de güzel olurdu sorularına yanıt verseler”
İşte size felsefe denizinin içinde yüzmeye çalışan küçük bir kız! Felsefe merak etmektir ve küçük çocuklar doğal olarak çok meraklıdırlar, felsefe ile uğraşanlar da öyle. Kimselerin aklına gelmeyen soruları küçük çocuklar bir çırpıda sıralarlar, felsefeyle uğraşanlar da… Üstelik bu sorular oldukça sıra dışıdırlar. Çocukları gözlemlediyseniz bilirsiniz, çocuklar hiç durmaksızın soru sorarlar ve sordukları sorular da bizim yanıtlamakta güçlük çekeceğimiz ya da yanıtlayamayacağımız sorulardır. Evet, o kadar zor sorulardır! Felsefe işte bu zor soruları sorma ve onlara yanıt arama çabasıdır. Çabasıdır diyorum çünkü bu sorulara verilebilecek yanıtlar sürekli yeni soruların doğmasına neden olurlar. Felsefe sürekli arayış içindedir, erdemli yaşamın, mutluluğun, hakikatin arayışıdır bu arayış. Felsefe, inandıklarımıza neden inandığımızı anlama çabasıdır. Çocuklarda da öyle değil midir? Sürekli “ Neden?” , “ Niçin ama ?” diye sormaz mı çocuklarımız? Felsefe eleştiridir, inandıklarımızın eleştirisidir.
İnsan doğal olarak meraklı bir canlıdır. Küçük çocuklar bunun bir kanıtıdır. İnsan için merak konusu olan o kadar çok şey vardır ki! Platon’un dediği gibi, felsefenin kaynağı hayrettir. Aristoteles de hocası Platon gibi düşünür: “Varlık karşısında şaşıp kalma insanı felsefeye yöneltmiştir” der. Gerçekten varlığın ve yaşamın görkemi ve gizemi karşısında düşünen insanın kendisinden geçmemesi mümkün değildir. Epiktetos’un deyişiyle:“ Felsefenin kaynağı, insanın kendi yetersizliğinin ve acizliğinin farkında olmasıdır.”
İnsan hem yeryüzündekileri hem de gökyüzündekileri merak eder. Ama insanın en büyük merak konusu yine kendisidir. Bilinen dünyanın en gizemli, en karmaşık varlığıdır insan. Bundan dolayı insan için en zor soru da “ kendini bilmektir”. O halde felsefe insanın kendini bilme çabasıdır.
14 Şubat 2016 Pazar
SEVGİLİLER GÜNÜ
13 Şubat 2016 Cumartesi
12.Sınıf Öğrencilerimize Sınav Provası
12.Sınıf öğrencilerimize YGS öncesi sınav tecrübelerini artırmak için deneme maratonuna girdiler.Sınav saatine uyum sağlamalarına yardımcı olmak için de cumartesi günleri saat:10:00'da Deneme sınavları yapılmaktadır.
11 Şubat 2016 Perşembe
TARİHTE BUGÜN
(11/02/1895) |